aglamak

aglamak
yalnız olmak, bo; olmak, II I, 258

Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • ağlamak — nsz 1) Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek 2) Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak 3) den Sızlanmak, yakınmak Utanç ve kahırdan, yumruklarını ısıra ısıra bir zaman ağladı. A. İlhan 4) e Bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağlamak para etmez — üzülmenin yararı olmaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katıla katıla ağlamak — aşırı derecede ağlamak Meğer aradan birkaç ay geçecek ve yine o evde, yine gözlerimizden yaşlar akarak katıla katıla ağlayacakmışız. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki gözü iki çeşme ağlamak — sürekli veya çok ağlamak Sen gittin de aylarca yas tuttu, iki gözü iki çeşme ağladı. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kan ağlamak — büyük bir üzüntü içinde bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • siyem siyem ağlamak — iplik iplik gözyaşı dökmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anası ağlamak — (birinin) çok sıkıntı çekmek, eziyet çekmek, bitkin duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği kan ağlamak — derinden acı duymak, çok üzülmek Yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe... Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içi kan ağlamak — çok üzüntü duymak Demin Raif Efendi nin karısını dinlerken içim kan ağlıyordu. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaş akıtmak (veya dökmek) — ağlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”